ANKARA – Türkiye Personel Partisi (TİP) Genel Lideri ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Operasyonlarda gözaltına alınan gazetecilere ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Lideri Şebnem Korur Fincancı’ya takviyelerini ileten Baş, Amasra’daki maden faciasının üzerinden geçen 12 günlük süreçte yaşananları “İşte Adalet ve Kalkınma Partisi’nin işte Saray’ın adalet anlayışının en çarpıcı fotoğraflarından biri budur” kelamlarıyla kıymetlendirdi.
‘BU ÜLKEYE CANIMIZI, KANIMIZI VERİRİZ, ONLAR TARAFINDAN YOK SAYILIRIZ’
Radyo ve Televizyon Üst Şurası (RTÜK) tarafından TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in tabirleri nedeniyle TELE1’e verilen cezayı eleştiren Baş, “Buradan RTÜK’e soruyoruz. Biz tıpkı konuşmaları burada TBMM kürsüsünde yaptığımızda ne yapacaksınız ya? TRT 3’e de mi ceza keseceksiniz yasal olarak yayınlamak zorunda olduğu konuşmalar için?” kelamlarıyla reaksiyon gösterdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’da Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan partilere yönelik tenkitleri de hatırlatan Baş, “Gerçekten biz ismi sanı duyulmayanlarız. Doğrudur, biz saltanatın, saltanat rejiminin teferruat olarak gördükleriyiz. Biz bu ülkeye canımızı veririz kanımızı veririz, alın terimizle emeğimizle ülkemizi yeni baştan kurarız, yaratırız, omuzlarımızda taşırız. Her şeyiyle biz var ederiz bu ülkeyi fakat onlar tarafından yok sayılırız. Yani personeli, işçisi, bayanı, genci, çocuğu… Daima bir arada biz, ismi sanı duyulmayanlarız” tabirlerini kullandı. Baş, kelamlarının devamında Erdoğan’a, “Biz bundan gurur duyuyoruz ve Tayyip Erdoğan bilsin ki, onun bu saltanat tertibine ismi sanı duyulmayanlar son verecek” diye konuştu.
TİP Genel Lideri Erkan Baş’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu biçimde sıralandı:
SALDIRILARA KARŞI ÖZGÜR BASIN İŞÇİLERİYLE YAN YANAYIZ: Altı aydır kesintisiz biçimde devam eden bir akından kelam ediyorum lakin iktidarın hücumları durmuyor. Dün Ankara’da Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütüldüğü söylenen bir soruşturmada altı kentte gazeteciler; şafak baskınlarıyla, konutları basılarak, silah doğrultularak, karşıt kelepçeyle gözaltına alındılar. Bilindik senaryolar yine devreye sokulmuş gözüküyor. Biz bu taarruzlara karşı, özgür basın işçileriyle yan yanayız.
MECLİS KÜRSÜSÜNDE KONUŞURKEN POLİS, ASKER GÖNDERİP AĞZIMIZI MI BANTLAYACAKSINIZ?: Buradan RTÜK’e soruyoruz. Biz birebir konuşmaları burada TBMM kürsüsünde yaptığımızda ne yapacaksınız ya? TRT 3’e de mi ceza keseceksiniz yasal olarak yayınlamak zorunda olduğu konuşmalar için? Milletvekillerinin bile ağzına kilit vurma hadsizliği gayreti içerisine giren bu RTÜK’e akıl fikir ihsan ediyoruz. Sahiden milletvekillerinin Meclis’te yaptığı konuşmaları sansürleme fikri nasıl gelişiyor çok merak ediyoruz. Ne yapacaksınız yani kürsüde ben konuşurken, rastgele bir milletvekili arkadaşım konuşurken, asker polis gönderip ağzımızı mı bantlayacaksınız? Bizi kürsüden mi indireceksiniz? Darbeci misiniz siz ya?
HUKUKSUZ BUYRUKLARI UYGULAYANLAR DA HATALIDIR VE BU KABAHATLERİN CEZASINI ÇEKECEKLER: Nitekim aklınızı başınıza toplayın. Aklınızı yitirdiğinizi düşüyoruz. Bu kararı alanlar akıllarını yitirmiş durumda. Hiç fakat hiç yarın öbür gün ‘Ben buyruk kuluyum, buyruk geldi onu yaptım’ falan mazeretlerinin gerisine saklanmasın. Hukuksuz buyrukları uygulayanlar da hatalıdır ve çok açık söylüyorum işledikleri bu kabahatlerin cezasını çekecekler.
41 PERSONEL HAYATINI KAYBETTİ; TTB LİDERİ’Nİ VE GAZETECİLERİ GÖZALTINA ALAN İKTİDAR NE YAPTI?: 12 gün evvel 41 maden çalışanını kaybettiğimiz bir katliam yaşadık değil mi biz? Bugün 12 gün geçti üzerinden. 41 insan hayatını kaybetti. 41 ailenin ocağına ateş düştü ve geride kalan 12 gündür; TTB Lideri’ni, gözaltına alan gazetecileri, Gezicileri mahpusa atan, muhalifleri daima yargı sopasıyla tehdit eden kanalları kapatan iktidar geride kalan 12 gün ne yaptı? Tek bir gözaltı yok! Tek bir tutuklama yok! İşte Adalet ve Kalkınma Partisi’nin işte Saray’ın adalet anlayışının en çarpıcı fotoğraflarından biri budur.
‘ERDOĞAN ‘ADI SANI DUYULMAYANLAR’ DİYOR BİZİM İÇİN, DOĞRUDUR: Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da yaptığı bir toplantıda partimizin de kurucularından olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nı maksat tahtasına yerleştirmiş. Tenkitlerini, hakaretlerini sıralarken ‘Adı sanı duyulmayanlar’ diyor bizim için. HDP’nin ittifaklarını sayarken kelamda HDP’yi Kürt yurttaşlarımıza şikâyet ediyor, ‘İstanbul’da ismi sanı duyulmamışlarla ittifak organize etmişler’ diyor. Hakikaten biz ismi sanı duyulmayanlarız. Doğrudur, biz saltanatın, saltanat rejiminin teferruat olarak gördükleriyiz. Biz bu ülkeye canımızı veririz kanımızı veririz, alın terimizle emeğimizle ülkemizi yeni baştan kurarız, yaratırız, omuzlarımızda taşırız. Her şeyiyle biz var ederiz bu ülkeyi ancak onlar tarafından yok sayılırız. Yani personeli, işçisi, bayanı, genci, çocuğu… Daima bir arada biz, ismi sanı duyulmayanlarız.
SARAY REJİMİ KESİNLİKLE SON BULACAK: Buradan çok açık olarak söylüyorum. Türkiye Emekçi Partisi aslında bunun için var. İktidarların, Saray Rejimi’nin, Türkiye’de hükümran siyaset anlayışının, ismini sanını duymak istemediklerinin siyasette bir güç olması için yeni bir siyaset anlayışını inşa edebilmek için yola çıktık. Onlar hala bize ‘adı sanı duyulmayanlar’ diyerek akıllarınca hakaret ettiklerini düşünüyorlar. Biz bundan gurur duyuyoruz ve Tayyip Erdoğan bilsin ki onun bu saltanat sistemine ismi sanı duyulmayanlar son verecek. Emin olsun Recep Tayyip Erdoğan, onun iktidarını; yok sayılanlar, ismi sanı duyulmayanlar, Fransız Kralı’nın tabiriyle ‘baldırı çıplaklar’ bitirecek. Bu Saray Rejimi kesinlikle son bulacak, biz kazanacağız. İsmi sanı duyulmayanlar, bu ülkenin emekçileri kazanacak.
MAHİR ÜNAL MERAK ETMESİN, HESAP VERME SÜRECİNDE DÜŞÜNMEYE VAKİTLERİ OLACAK: Bu Cumhuriyet’e, laikliğe, demokrasiye düşman AKP’liler; bilhassa lisanı ve düşünme seti yok edilen Yetenekli Ünal hiç lakin hiç merak etmesin. Önümüzdeki seçimlerin çabucak akabinde bu ülkede adil bir hukuk sistemi kurulup yargılandıklarında, işledikleri o cürümlerin hesabını verme sürecinde lisanı öğrenmeye de düşünmeye de epey vakitleri olacak. Hatta savunmalarını yeterli yapabilsinler, kendilerini güzel tabir edebilsinler diye onlara bol bol Türkçe kelamlık yollama kelamını de buradan vermiş olayım. (DUVAR)