Genç ve orta yaşlı erkeklerde böyle başlıyor! 6 haftalık gecikme ölüm riskini 2’ye katlıyor

KARDEŞLERDE VARSA DİKKAT!

Testis tümörü riskini artıran nedenlerin başında inmemiş testisler yer almaktadır. Testis tümörlü hastaların yüzde 5-12’sinde görülen inmemiş testislerin yanı sıra; birinci dereceden akrabalarda (özellikle kardeşlerde) testis tümörü olması, genetik bir hastalık olan “Klinefelter sendromu”nun görülmesi, karşı testiste daha evvelden testis tümörü olması ve kısırlık üzere nedenler de testis kanseri nedenleri ortasında sıralanabilir. 

NEFES DARLIĞI VE KİLO KAYBI TÜMÖRÜN HABERCİSİ OLABİLİR

Testis tümörleri çoklukla ağrısız kitlelerdir. Tümörler, kimi durumlarda testis içine kanama yahut travma sonrası akut ağrı olarak da ortaya çıkabilir. Öbür yandan, testis etrafında su toplanması (hidrosel) yahut göğüslerde büyüme ve hassasiyet (jinekomasti) hastalığın belirtileri ortasında yer almaktadır. Hastalık çoklukla ileri derecede yayılmamakta, lakin yayıldığı nadir durumlarda kanserli hastanın boynunda kitle oluşumuna, nefes darlığına, kilo kaybına, bulantı ve kusmaya neden olabilmektedir. Teşhis için fizik muayene, testis ultrasonu ve kan testlerine gereksinim duyulmaktadır. Bu tetkiklerin yanı sıra; tümörün yayılma riskine karşı akciğer sineması ve tomografi de çekilmektedir.

TESTİS KANSERİNİN 7 BELİRTİSİ

1- Testiste büyüme ve ele gelen kitle

2- Testis kesesinde tartı hissi

3- Karında ve kasık bölgesinde ağrı

4- Testis kesesinde sıvı toplanması

5- Testislerde ağrı ve rahatsızlık hissi

6- Göğüslerde ağrılı büyüme

7- Sırt ağrısı

VAKİT KAYBETMEDEN TEDAVİYE BAŞLAMAK ÖNEMLİ

Testiste ele gelen bir kitle, aksi ispat edilmediği sürece tümör olarak kabul edilir ve vakit kaybetmeden tedaviye başlanır. Gerekli patolojik incelemenin yapılması ve teşhisin mutlaklaştırılması konusunda çabuk davranmak hayli kıymetlidir. Patolojik incelemenin sonucuna nazaran hastalığın hangi evrede olduğu ve hücre yapısına nazaran değişiklik gösteren alt tipleri tanımlanmaktadır. Elde edilen sonuç doğrultusunda “kemoterapi” yahut “radyoterapi” üzere ek bir tedaviye gereksinim duyulup duyulmadığı belirlenmektedir. Ameliyat sonrası tümörün evresine ve tipine nazaran güzel bir takip yapılmalıdır. Hastalığın tedavisinde muvaffakiyet bahtını artıran en kıymetli faktör erken teşhis ve kısa müddette yapılan uygun tedavidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir