CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhafazakar seçmene yönelik adımları son dönemin en çok konuşulan siyasi konularından biri.
Muhafazakar kanaat önderleri ile temaslar, partiye başörtülü üye alımları, açıklamalarında sık sık ‘Allah’ın izniyle’, ‘İnşallah’ gibi sözler kullanması Kılıçdaroğlu için hep ‘muhafazakarlara göz kırpma’ değerlendirmelerine neden oldu.
Kılıçdaroğlu’nun bu çabaları ise parti tabanından ve eski yöneticilerinden hep tepki çekti.
Sabrı taşıran adım: Başörtüsüne yasal güvence
CHP’lileri huzursuz eden son adım ise başörtüsüne yasal güvence çıkışı oldu.
Söz onusu yasa teklifi TBMM’ye sunulurken özellikle CHP kanadından Kılıçdaroğlu’na tepkiler yükseliyor.
Eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken laiklik uyarısında bulundu.
“Laiklik ilkesi kemirilirken…”
Sav, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, laikliğin kemirildiğini, özünün boşaltıldığını söyledi.
Sav, “Devrimin ruhunu ve özünü yansıtan gerekçede yer alan ‘Hayat yürür, ihtiyaçlar hızla değişir. Esaslarını dinlerden alan kanunlar, uygulanmakta oldukları toplumları indirildikleri ilkel dönemlere bağlar ve ilerlemeye engel belli başlı etkenler ve nedenler arasında bulunurlar’ cümleleri, günümüz için de geçerli.
diye konuştu.
“Başörtüsü sorun olmaktan çıktı”
Kılıçdaroğlu’nun çıkışına tepki gösterenlerden bir diğeri ise Eski CHP milletvekili Mehmet Ziya Yergök oldu.
Yergök başörtüsünün sorun olmaktan çıktığını belirterek, “Bu adımı kendi adıma doğru ve anlamlı bulmadım. Başörtüsü bugün askerin, polisin, yargıcın, savcının, Harp Okulu öğrencisinin ve milletvekilinin başında var. Artık başörtüsü takmayanlara dönük taciz ve saldırılar söz konusu.
Bazı kimseler, özellikle gerici ve yobazlar, modern kıyafetli kimseler gördüğünde müdahale ediyor, onları tehdit ediyor. Otobüste, metroda, sokakta bu tür yaşam biçimine dönük saldırılar sık sık görülüyor. Onun için hakları güvencede olmayanlar bu kesimdeki insanlardır” dedi.
“İslamcı ortakları hoşnut etme çabası”
Yergök, “İran’da kadınlar özgürlük mücadelesi verirken, Türkiye’de CHP’nin, benim partimin, Medeni Kanun’un kabulünün tam da yıldönümünde böyle bir yasa teklif vermesini doğru bulmuyorum.
Zannediyorum 6’lı masadaki üç siyasal İslamcı ortağı hoşnut etmeye dönük bir adım. Cumhuriyetin de CHP’nin de asla ödün veremeyeceği temel ilkelerin başında laiklik ilkesi geliyor. Hiçbir şart altında bunu göz ardı edemeyiz. Laiklik yoksa özgürlük de demokrasi de yoktur” ifadelerini kullandı.
“Kuruluş ilkelerine aykırı”
ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt konuya ilişkin bir açıklama yaparak, “Karşıdevrim on yıllardır laik cumhuriyeti din devletine dönüştürmeye çabalarken, din ve vicdan özgürlüğü zaten anayasal güvence altındayken ‘türbana özgürlük’ gerekçesiyle yasa çıkarmanın, anayasanın girişine, din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24. maddesine ve cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun olduğu düşünülemez.
Çünkü sorun sadece türban ya da çarşaf, burka, sarık, cüppe gibi kılık kıyafetten öte laik cumhuriyetin, kadını erkeği ile özgür toplumsal yaşamın korunması, hukuk devletinin yaşatılması sorunudur. Kaldı ki şu anda ülkemizin bir başörtüsü ya da türban sorunu yok.” dedi.
“İptal başvurusunun arkasındayım”
Eski CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ise CHP’nin üniversitelerde türban serbestisini öngören yasa teklifini 2008’de Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığına işaret ederek, “Ancak şu konuda tavrım net; üç grup başkanvekilinden biri olarak, o günkü Genel Sekreter Önder Sav ve o günkü vekillerin de altında imzası bulunan başvurunun güçlü bir şekilde arkasındayım. Ayrıca bugün (dün) Medeni Kanun’un kabul edilişinin yıldönümü ve İranlı kadınlar başörtülerini çıkartmamak için kendilerini zorlayan mollalarla insanlık savaşı veriyorlar. Konuyu böyle değerlendiriyorum” ifadelerini kullandı.