Eski Türk- Amerikan İş Adamları Derneği (TABA) Genel Lideri Ali Osman Akat’ın da ortalarında bulunduğu 3’ü tutuklu 6 sanığın yurt dışından kargo yoluyla uyuşturucu ithal ettiği savıyla yargılandığı davanın birinci duruşmasında, tutuklu sanık Akat’ın isimli denetim koşuluyla tahliyesine karar verildiği ortaya çıkmıştı.
Gazetemiz müellifi Barış Pehlivan, bugünkü “Soylu ses çıkaracak mı?” başlıklı yazısında Akat’ın tahliye sürecinin “görünürdeki yüzü”nü kaleme alıp kamuoyundan bu öyküye inanmasının beklendiğini söyledi.
Pehlivan’ın yazısında ilgili kısım şöyle:
“Çok uzun vakittir birlikte çalıştığınız bir şirket müdürünüz var. Onu dış ticaret konusunda tam yetkili yapıyorsunuz, imza yetkisi de verip kanunen sorumlu hale getiriyorsunuz. Sonra, sizin faaliyet alanınızda paravan öbür şirketler de açılıyor lakin bu sefer kâğıt üstündeki sahibi o müdürünüz oluyor. Gün geliyor, o müdürünüz o öbür şirketler üzerinden faaliyet alanınız dışında bir şeyi Kolombiya’dan sipariş ediyor. Kargolar daha Türkiye’ye gelmeden biri Almanya’da başkası Amerika’da açılıyor. Görülüyor ki sipariş kolilerinin içine kıymeti çok yüksek oranda kokain karıştırılmış. Yabancılar Ankara ile irtibata geçiyor. Soruşturma başlatılıyor. Güvenlik çalışanı kargocu kılığına giriyor. Gelin görün ki suçüstü yani uyuşturucuyu teslim alma kademesinde baskın yapılması gerekirken öbür bir şey oluyor. Savcılık her nedense kargoların içeriğini birebir renkte kumla değiştirtip size operasyon yapıyor. İki kere tutuklanmanız istenip, lakin üçüncüsünde cezaevine girseniz de çabucak iddianameniz çıkıyor ve yargılanmaya başlıyorsunuz. Mahkemede “Babamın emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorum” diyen o müdürünüz, sizin hiçbir şeyden haberiniz olmadığını sav ediyor. Yetmiyor, sipariş edilen 111 kilo kargodaki kokainin “yanlışlıkla gönderildiğini” söylüyor. Sonuç: Dört buçuk ay tutuklu kalmanız kâfi görülerek siz cezaevinden çıkarılıyorsunuz, müdürünüz içeride tutuluyor. “
Bunun birinci olmadığına dikkat çeken Pehlivan, geçen hafta haber sitelerine “Suç örgütü önderi Fırat Delibaş’ın ikinci adamı M.D. yakalandı!” başlığıyla yansıyan olaya da vurgu yaptı. M.D.’nin yakalandıktan sonra isimli denetim kaidesiyle hür bırakıldığını belirten Pehlivan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Metamfetaminle uğraşımızı güçlü biçimde yapar ve yenersek Türkiye, dünyada uyuşturucuya bağlı vefatlar konusunda en az vefatı yaşayacak ülke olacak. Bunu başarabilir miyiz, başarırız. Buradaki sıkıntı, metamfetamini mağlup etmektir” biçimindeki kelamlarını hatırlattı.
“MENZİLCİ OLDUĞU İÇİN BERAAT EDEN MÜDÜR…”
Pehlivan, yazısını şu sözlerle tamamladı:
“Ee madem bu kadar hayati bir bahis, nasıl özgür kalıyor bu beşerler? Bakın, otomobilinde uyuşturucuyla yakalanıp Menzilci olduğu için beraat eden Emniyet Müdürü Zafer Ç’yi hatırlatmıyorum bile.
Sadece son üç haftada olanlara bakarak soruyorum: Vaktinde verilen yargı kararlarına karşı eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile açık polemiğe giren Bakan Soylu tekrar ses çıkarır mı? Yoksa birilerinin kederi aslında ‘metamfetamini mağlup etmek’ değil mi?”